İhsan Nuri beş yılı sürecek olan Türk devletine karşı direniş döneminde Agrı hükümeti dediği Ağrı dağı ve çevresinde askeri ve siyasi yönetimin başı olarak çok zor koşullar altında yaşar.
Ağrı dağı isyanını başlatmadan önce değişik görevler gereği Osmanlı ordusunun gönderdiği yerlerde görev yapıp, en son Musul sorunu patlak verince Diyarbekir’in Bişeri’deki birliklerin başına atanır. Burada görev yaparken , Kürdistan’ın kurtuluşu için ordu içinde görev yapan Kürt subaylar ve ve bölgedeki Kürt aydınlarla ilişkiye geçip bir örgütlenme içine girer. Ve Türkiye, Irak , İran sınırının birleştişi yerde Elkê’de (Beytülşebab) ayaklanma hareketini başlatır. Ayaklanma geçici bir yenilgi yaşar. Yanına arkadaşlarınıda alarak önce Suriye Kürdistan’nına daha sonra Güney Kürdistan’a geçer. İngilizlerin çalışma teklifine ise ‘’ben Kürdistan’ın bağımsızlığı için mücadele vermek istiyorum. Irak ordusunda yer alıp İngilizlerin kucağına girmek için değil’’.
İhsan Nuri yanına Tewiq ve Rasim Beyi alarak Doğu Kürdistan’a geçer. Şeyh Said isyanını izlerken gizlice Kuzey Kürdistan’a girer ve Şeyh Said’in yakalanmasından sonra tekrar Doğu Kürdistan’a gider. Oradan Ağrı dağı eteklerine yakın Xoy kasabasına gelir. 1927’de 20 kişilik savaşçı gurubuyla silahlı ve politik mücadeleyi başlatmak için Hoybun Cemiyeti’nin kararı ile yeniden Kuzey Kürdistan’a döner. Amaçları gerilla hareketini Ağrı dağı ve yöresinden başlatıp bütün Kürdistan’a yayıp halkı ayaklandırmaktır.
O bilmiyordu ki ben ölürsem bile Kürtler içerisinde benim gibi, hatta benden üstün binlerce insan, Kürt hakkını Türklerden alıncaya ve bağımsızlığı kazanıncaya kadar savaşmaya hazır bulunuyorlar.’’
Bu gün bile ‘’erkeklik’’ kışkırtmaları Türk medyasının temel sloganları olarak toplumu yönlendirmede işleniyor. ‘’arkadan vuran hain terörist’’ Kürtler olmuş oluyor onlara göre. Ama sürekli derin devletiyle Kürtleri tuzaklarla çevrelemeye çalışanlar yine onlar.
Yeniden İhsan Nuri’ye dönersek:’’O kış, Türk kumandan beni öldürmek için sinsi hazırlıklar yapmaya başladı. Bu meseleyi, o sırada hala devletin itaatı altında olan şeyh Abdulkadir’e açmıştı. O da bu iş için, Bro Heski’nin büyük oğlu, şeyh’in damadı olmak isteyen Davo’yu seçti.Ama yanılıyorlardı. O insanlar bizzat benim bilgim içinde hareket ediyorlardı. Bilgim hemen oldu.’’
Ağrıda Kürtler yeniliyor. Ve İhsan Nuri son olarak şunları söylüyor.’’Ağrı dağı olayları hakkında kendi gazetelerine haber veren The Times gazetecileri haberlerini Türkiye Savaş Erkanlığı’ndan aldıkları belli oluyor. Ben hiç bir yerde Ağrı savaşçılarının sayılarını yazmamış veya belirtmemişim. Beşbuçuk yıl Türkiye’nin içinde bir bölgeyi kurtarıp ve bir Kürt idaresini oluşturarak Türk devleti ve ordusunun gözleri önünde Ağrı’nın burçlarına üç renkli Kürdistan bağımsızlık Bayrağını dikerek dalgalandıran bu kahramanların sayısını düşündüğümde gururluca bin yaşa diyorum. Bu kahramanların sayısını çok abartmışlar. Şunu diyebiliyorum: Bu çatışmalarda Kanikork savaşçıları vardı. Sonradan gelen diğer savaşçılar ise uçakları savunmak için gelen Türk kuvvetlerine karşı savaşıyorlardı. Zinya, Ağrı’ya gidenler onlardı. Buralarda kimseyle karşılaşmayınca dönerek düşman güçleri ile çatışmaya girenler onlardı. Uçağı yere vurup indiren Bro’nun yeğeni, Eyup ağanın oğluydu. The Times gazetesine göre Van ve Bayezit bölgesine Türk Savaş Erkanlığı’nın altmışbin asker,yüzden fazla uçaktan oluşan bir kuvvet göndermiş ve bunların en az yarısı harekata katılmış. Yine bu gazeteye göre , binlerce Kürt silahlı savaşçısı Ağrı’ya yerleşmiş ve burayı tutmuşlar.
Fakat değil bin eğer yalnız 500 Kürt savaşçısı bu çatışmalarda bulunmuş olsaydı savaşın neticeside başka olurdu. Ben burada Türk askerlerinin zayıflışını ve beceriksizlişini belirtmek istemiyorum. Ama ben kendim Türk ordusunda görev yapmış Arnavutluk, Rus,Yemen, Gürcü ve Ermenistan savaşlarına katılmışım. Meslektaşım olan Türk subaylarının ve askerlerinin başarılarına şahit olmuşumdur. Fakat buna rağmen Ağrı ispatlamış ki onlar hiç bir zaman Kürt savaşçılarının önüne geçemezler. Kürtler savaşlarda hiç bir zaman sayılarına bakmazlar, eğer Kürtler yürekten savaşırlarsa, birbirlerine ihanet etmezlerse, kendi halkının düşmanlarına yardım etmezlerse hiç bir zaman sırtları yere gelmez. Hiç bir zaman onlarla baş edilmez’’.
İhsan Nuri İkinci Dünya Savaşı döneminde yeni bir Kürt ihtilali başlatır korkusuyla Türk sömürgecilerinin isteği üzerine İran sömürgecilerince tutuklanıp zindana atılır. İran’ın müttefik devletlerin kontrolüne geçmesi üzerine ve müttefik güçlerin müdahalesiyle serbest bırakılır. üzerindeki baskı ve kotroller devam eder. 18 Mart 1976’da Tahran’da ki evinin önünde bir caddede karşıdan karşıya geçerken; kendisine bir motorsiklet çarpar ve ağır yaralanır. ‘’Kaza’’nın geliş şekli şaibelidir. Altı gün komadan sonra efsane gerilla lideri İhsan Nuri 25 Mart 1976’da sabah saat 6’da hayata gözlerini yumar. Mezarı ‘’Behşeti Zehra’’ mezarlışında 9/58, 12 numarada bulunuyor.
Kaynak:Ağrı Dağı Direnişi
Med yayınları





